Genel cerrahi, vücudun çeşitli organ ve sistemlerine yönelik müdahaleleri kapsayan tıbbi bir uzmanlık dalıdır. Bununla birlikte sindirim, endokrin sistem, meme, cilt ve yumuşak doku hastalıkları, travma ve acil operasyon girişimleri de branşın ilgi alanları arasındadır. Onkolojik, minimal invaziv teknikler ve metabolik cerrahi gibi ileri uygulamalar da söz konusu disiplinin kapsamına girer.
Branş bünyesinde genel cerrahlar; hemşire, teknisyen ve anestezistle birlikte ameliyat sürecini başarılı bir şekilde yürütür. Bu noktada hekimin görevi, operasyon öncesinde hastayı hem tedavi hem de iyileşme süreci hakkında bilgilendirmek ve süreci yönetmektir.
Genellikle acil durumlarda farklı prosedürler uygulayan uzmanlar, teknolojik gelişmelerle birlikte pek çok rahatsızlığı tedavi ederek hastaları kısa sürede sağlıklarına kavuşturmayı hedefler. Bu doğrultuda laparoskopik ve robotik gibi yöntemlerle hastaların günlük yaşamları minimum düzeyde etkilenir. Aynı zamanda operasyon sonrasında iyileşme süreci de kısadır.
Genel cerrahlar, uzun ve zorlu bir eğitim sürecinden geçerek mesleklerini icra ederler. Bu doğrultuda tıp fakültesinden sonra en az beş yıl süren ihtisas eğitimi alarak uzmanlık kazanırlar. Bunun sonucunda bilgi ve beceri gerektiren bir alanda çalışmaya başlarlar.
Genel cerrahların çalışma saatleri, yoğun ve streslidir. Ancak uzmanlık alanlarına ve deneyimlerine göre değişen maaş olanakları bulunur. Bu çerçevede genel cerrah maaşı, çalışılan hastane, özel ya da kamu sektörü tercihi, deneyim düzeyi ve uzmanlık alanına bağlı olarak farklılık gösterir.
Geniş bir çalışma alanına sahip olan genel cerrahi, ağırlıklı olarak karın bölgesi ve sindirim sistemine odaklansa da vücudun çeşitli bölgelerindeki hastalıkları farklı prosedürlerle tedavi etmeyi amaçlar. Branşın çalışma alanları ise şu şekilde sıralanabilir:
Sindirim sistemi organlarının yanı sıra “Genel cerrahi neye bakar?” sorusuna; meme, cilt, yumuşak doku, fıtıklar ve travmalarla da ilgilenir, şeklinde cevap vermek mümkündür.
“Genel cerrahi hangi hastalıklara bakar?” sorusuna; endokrin sistem, yumuşak doku hastalıkları ve travmalar gibi çeşitli sağlık sorunlarına müdahalede bulunur, şeklinde yanıt verilebilir. Bunların yanı sıra branş, aşağıdaki rahatsızlıklarla da ilgilenir:
Fıtıklar, iç organların zayıf ya da yırtılmış kas dokusundan dışarı çıkmasıyla oluşan rahatsızlıklardır. Bu noktada kasık, göbek ve ameliyat sonrası gelişen insizyonel fıtıklar genel cerrahi branşının tedavi alanına girer. Fıtıkların tedavisinde ise müdahale genellikle zorunludur ve açık ya da laparoskopik yöntemlerle onarım sağlanır.
Meme hastalıkları, ilgili branşın önemli bir çalışma alanıdır. Bu çerçevede meme kanseri teşhisinde biyopsi işlemleri ve tedavi seçenekleri genel cerrahi uzmanları tarafından uygulanır. Ayrıca meme apseleri ve fibroadenom gibi iyi huylu hastalıkların tedavisi de bu kapsamda değerlendirilir.
Genel cerrahi; tiroid, paratiroid ve adrenal bezleri ilgilendiren bazı endokrin hastalıkların tedavisini de üstlenir. Bu bağlamda tiroid nodülleri, guatr ve tiroid kanseri gibi rahatsızlıklar için ameliyatlar yapılır. Paratiroid bezlerinin aşırı çalışması (hiperparatiroidizm) gibi durumlarda da müdahale gerekli olabilir.
Karın içinde yer alan organlarda gelişen iyi ya da kötü huylu tümörlerin tedavisi genel cerrahinin bir başka önemli alanıdır. Karaciğer, pankreas, mide ve bağırsak kanserleri gibi hastalıkların tedavisinde genel cerrahlar aktif rol alır. Bu tür kanserlerin tedavisinde operasyonların yanı sıra onkoloji uzmanlarıyla da multidisipliner bir yaklaşım benimsenir.
Genel cerrahi; deri yumuşak doku tümörleri, apseler ve kronik yaralar gibi durumların tedavisiyle de ilgilenir. Bu çerçevede lipomlar (yağ bezeleri), kistler ve cilt altı tümörleri gibi hastalıklar operasyonla çıkarılabilir. Ayrıca diyabetik ayak ülserleri gibi kronik yara bakımı gerektiren durumlar da cerrahlar tarafından takip edilir.
Hekimler; trafik kazaları, düşmeler, kesici-delici alet yaralanmaları gibi travmatik olaylarda da acil müdahalelerde bulunur. Bu kapsamda karın içi organ yaralanmaları, dalak yırtılmaları ve batın içi kanamalar gibi hayati risk taşıyan durumlar, hızlı bir şekilde müdahale gerektirir.
“Genel cerrahi nelere bakar?” sorusuna; apandisit ve safra kesesi taşları da branşın ilgi alanına girer, şeklinde yanıt verilmesi mümkündür. Akut apandisit vakalarında apandisin acilen çıkarılması gerekir. Benzer şekilde safra kesesi taşları nedeniyle tekrarlayan safra yolu enfeksiyonları yaşayan hastalarda da kesenin alınması (kolesistektomi) önerilir. Günümüzde bu ameliyatlar cerrahlar tarafından laparoskopik yöntemlerle gerçekleştirilir.
Hastalıkların tedavi edilmeden önce doğru bir şekilde tanılanması oldukça kritiktir. Bu noktada tanı konulması için hastanın şikayetlerine ek olarak radyolojk, biyokimyasal, fiziksel muayeneler ve testler uygulanır. Genel cerrahi bünyesinde sıklıkla uygulanan tanı metodları ise şunlardır:
Yukarıdaki unsurların yanı sıra eksploratif cerrahi, hastalığı tanımlamak adına diğer yöntemlerin yanıt vermediği durumlarda uygulanır. Tanı için hastanın karın bölgesinde kesi açılarak incelenir ve muayene işlemi tamamlanır.
Açık cerrahi, geleneksel bir yöntem olup büyük kesilerle ameliyat bölgesine ulaşılarak hastalıklı dokuların çıkarılması ya da düzenlenmesi prensibine dayanır. Genellikle büyük tümörler, bağırsak hastalıkları ve ileri derece travmalarda uygulanır. Bunun yanı sıra genel cerrahi branşında tercih edilen tedavi seçenekleri arasında şunlar da bulunur:
Laparoskopik, minimal invaziv cerrahi teknikler arasında yer alır. Söz konusu metot, küçük kesiler aracılığıyla kameralar ve aletler kullanılarak gerçekleştirilir. Bununla birlikte karaciğer, safra kesesi ve apandisit gibi alanlarda yaygın olarak kullanılır. Daha az postoperatif ağrı, kısa iyileşme süreci ve düşük enfeksiyon riski sunan bir tekniktir.
Robotik yöntemler, laparoskopik cerrahinin geliştirilmiş bir versiyondur. Temel olarak hekimin robotik kollar aracılığıyla ameliyatı hassas bir şekilde gerçekleştirmesini sağlar. Bununla birlikte prostat, kolon ve obezite cerrahisinde sıklıkla tercih edilir.
Endoskopik girişimler, mide ve bağırsak hastalıklarının tanı ve tedavisinde kullanılan minimal invaziv prosedürlerdir. Endoskopi, kolonoskopi ve gastroskopi gibi teknikler yardımıyla poliplerin çıkarılması, kanamaya neden olan lezyonların koterize edilmesi ya da biyopsi alınması mümkündür.
Endoskopik girişimlerin iyileşme süreci kısa olduğu gibi büyük cerrahi kesiler de gerektirmez. Bununla birlikte az ağrılı bir işlemdir ve komplikasyon riski, açık cerrahiye kıyasla daha düşüktür. Lokal veya genel anesteziyle yapıldığı için işlem esnasında hasta herhangi bir ağrı hissetmez.
Kanser cerrahisi, vücuttaki malign kitlelerin ve metastatik lezyonların çıkarılmasını kapsar. Bu kapsamda meme, kolon ve pankreas kanseri gibi hastalıklar başlıca tedavi edilen rahatsızlıklar arasında yer alır. Onkolojik cerrahi, kemoterapi ya da radyoterapiyle birlikte de uygulanır.
Acil cerrahi müdahaleler; travma, delinmiş mide ülseri, apandisit ya da bağırsak tıkanması gibi ani gelişen ve hayati tehlike oluşturan durumlarda uygulanır. Söz konusu müdahalelerde zamana karşı bir yarış söz konusu olduğu içi hızlı cerrahi yaklaşımlar benimsenir.
Obezite olarak da bilinen bariatrik cerrahi, kilo kaybını sağlamak ve metabolik hastalıkların yönetimini iyileştirmek için tercih edilir. Bu doğrultuda mide küçültme, gastrik bypass ve duodenal switch gibi prosedürler yaygın olarak uygulanır.
Rekonstrüktif cerrahi; travmalar, kanser ya da doğuştan gelen anomaliler sonucunda kaybedilen doku ve organ fonksiyonlarını geri kazandırmak amacıyla uygulanır. Bu bağlamda flep, deri nakilleri ve mikrovasküler gibi yöntemler söz konusu alanda sıklıkla kullanılır.
Genel cerrahi sonrası dönemde hasta iyileşmesinin takibi, komplikasyonların önlenmesi ve fonksiyonel geri kazanımın hızlandırılması için postoperatif bakım büyük bir önem arz eder. Bu kapsamda fizyoterapi, yara bakımı ve beslenme desteği gibi uygulamalar, operasyon başarısını artırmak için kritik rol oynar.
Travma cerrahisi, acil müdahalelerin uygulandığı kritik bir alandır. Bu noktada trafik kazaları, ateşli silah, delici ve kesici alet yaralanmaları gibi durumlarda hem hızlı hem de etkili cerrahi müdahaleler hayat kurtarıcıdır.
Karaciğer, dalak, bağırsak ve damar yaralanmaları gibi durumlarda da travma cerrahisi devreye girerek organ onarımı ya da rezeksiyon işlemleri gerçekleştirilir.
Fıtık cerrahisi; kasık, göbek, insizyonel fıtık ve diyafram hernisi gibi patolojilerin tedavisinde uygulanır. Günümüzde fıtık cerrahisinde laparoskopik ve açık operasyon seçenekleri bulunmaktadır.
Mesh (yama) kullanımı, tekrarlama riskini azaltarak başarılı sonuçlar elde edilmesini mümkün kılar. Bununla birlikte laparoskopik fıtık onarımları, daha az ağrı ve hızlı iyileşme süreciyle de ön plana çıkan metotlar arasındadır.
Bursa Özel Aritmi İnegöl Hastanesi, genel cerrahi alanında yüksek kaliteli sağlık hizmeti sunma misyonuyla en gelişmiş teşhis ve tedavi yöntemlerini kullanarak hastalarına güvenilir hizmetler sağlar. Bu noktada hastane, 5.000 m² kullanım alanına sahip 5 katlı binasında 59 yatak kapasitesiyle İnegöl'ün merkezinde hizmet verir.
Hastane bünyesinde görev alan uzman hekimler; sindirim sistemi, karaciğer, fıtık ve travma cerrahisi başta olmak üzere birçok rahatsızlığın tanı ve tedavisinde önemli bir rol üstlenir. Karın içi yaralanmalar, cilt ve yumuşak doku tümörleri, varis ameliyatları ve karaciğer cerrahisi de genel cerrahi hekimlerinin görev alanına giren prosedürlerdir.
Bursa Özel Aritmi İnegöl Hastanesi, rahatsızlıkların tanı ve tedavisinde gelişmiş klinik değerlendirmelerden yararlanarak kapsamlı bir iyileşme planı hazırlar. Bu noktada fiziksel muayene, kan testleri, görüntüleme yöntemleri ve patoloji incelemeleri gibi farklı teknikler kullanılarak kişiye özgü tedavi planları benimsenir.
Sağlık kuruluşunda gerçekleştirilen cerrahi operasyonlarda ise gelişmiş ekipmanlardan yararlanılarak profesyonel bir yaklaşım sergilenir. Bu bağlamda poliklinikler, ameliyathaneler, tanı ve görüntüleme merkezleri başta olmak üzere tüm bölümler, eksiksiz bir donanıma sahiptir. Aynı zamanda uzmanlar, ameliyat sonrası iyileşme sürecini desteklemek amacıyla hastalara beslenme, sağlıklı yaşam alışkanlıkları, düzenli muayene hakkında da detaylı bilgi verir.
Özel Aritmi Osmangazi Hastanesi, genel cerrahi alanındaki başarısıyla ön plana çıkan nitelikli bir sağlık kuruluşudur. Bununla birlikte hastane, başarılı uzman kadrosu ve yüksek teknolojili tıbbi altyapısıyla güvenilir bir sağlık merkezi olarak dikkat çeker.
Hastane bünyesinde; sindirim sistemi rahatsızlıkları, fıtık, endokrin cerrahisi, meme hastalıkları ve yaralanmalar için kişiye özel tedavi seçenekleri benimsenir. Modern tanılama yöntemleri ve minimal invaziv prosedürleriyle hastaların kısa sürede iyileşerek günlük yaşamına tekrar dönmesini sağlanır.
Özel Aritmi Osmangazi Hastanesi, özel odalar ve yoğun bakım desteğiyle hastalarına konforlu bir şekilde tedavi olma imkanı tanır. Bununla birlikte uzmanlar, gerekli tetkikler ve müdahaleleri en hızlı şekilde yaparak olası komplikasyonların önüne geçilmesine katkıda bulunur. Diğer yandan sağlık kuruluşu, ameliyat sonrası beslenme desteği gibi iyileşme sürecine fayda sağlayan farklı branşlara da sahiptir.
Genel cerrahi, çeşitli hastalıkların yeni nesil yöntemlerle tanı ve tedavisini üstlenen tıbbi bir uzmanlık dalıdır. Bu noktada branş bünyesinde sindirim, endokrin, yumuşak doku, cilt ve travma gibi pek çok alanda cerrahi girişimler gerçekleştirilir. Onkolojik, laparoskopik ve acil müdahaleler de genel cerrahinin önemli bileşenlerindendir.
Genel cerrahi prosedürleri acil ya da planlı şekilde gerçekleştirilebilir. Bu noktada rahatsızlığın etkileri ve hastanın durumu dikkate alınır. Bununla birlikte apandisit, mide ya da bağırsak delinmesi ve tıkanıklığı gibi problemler acil müdahale gerektirir. Safra kesesi taşı, fıtık ve meme tümörlerine yönelik operasyonlar ise planlı şekilde yapılır. Planlı ameliyatlarda hastanın durumuna göre belli tetkikler gerçekleştirilir ve uygun bir tarih seçilir.
Operasyon öncesinde doktorunuzun önerdiği hazırlık talimatlarına titizlikle uymanız önemlidir. Bunun yanı sıra ameliyat öncesi belirli bir süre aç kalmanız gerekebilir. Ayrıca düzenli kullanılan ilaçlar hakkında uzmanlara danışmak ve sigara/alkol tüketimine ara vermek de dikkat edilmesi gerekenler arasındadır.
Genel cerrahi sonrasında deride iz kalması, uygulanan prosedürün türüne bağlı olarak değişiklik gösterir. Bu kapsamda açık ameliyatlarda daha büyük kesiler yapıldığı için iz kalma ihtimali yüksektir. Ancak laparoskopik ve robotik yöntemlerinin kullanıldığı prosedürlerde operasyon izi kalma olasılığı daha düşüktür.
Web sitemizde kullanıcı deneyimini geliştirmek için, çerezler kullanılmaktadır. Detaylı bilgi için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.