HPV hem kadınları hem de erkekleri etkileyen, dünya çapında en yaygın cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan bir tanesidir. Çoğu kez semptom göstermeden vücuttan atılsa bile bazı yüksek riskli türleri, özellikle kadınlarda rahim ağzı kanserine sebep olabilmektedir. Tam bu noktada, modern tıbbın en önemli engelleyici araçlarından bir tanesi olan HPV testi devreye girer. Bu test, rahim ağzı kanserine sebep olabilecek yüksek riskli HPV türlerini varlığını tespit ederek, kanser gelişmeden çok erken bir dönemde önlem alınmasını sağlayan kritik bir tarama tekniğidir. Peki, bu kadar önemli olan HPV testi nasıl yapılır?
Osmangazi Aritmi Randevu Al Çekirge Aritmi Randevu Al İnegöl Aritmi Randevu Al
HPV, çoğunlukla cilt ve mukoza zarlarını enfekte eden 200’den çok virüs tipini barındıran geniş bir virüs ailesinin ismidir. Bu virüs türlerinin her biri farklı özelliklere sahiptir ve vücudun farklı yerlerini etkiler. HPV’ler genel olarak düşük riskli ve yüksek riskli olmak üzere iki kategoriye ayrılır.
HPV’nin bu kadar yaygın olması, cinsel olarak aktif olan hemen hemen herkesin hayatının bir döneminde bu virüsle tanışma olasılığının yüksek olduğu anlamına gelir. Fakat enfeksiyonun varlığı, kesinlikle kanser olunacağı anlamına gelmez. Düzenli tarama ve hpv virüsü testi ile riskleri yönetmez ve sağlığı korumak mümkündür.
HPV taramasının temelini meydana getiren ve en güvenilir teknik olan HPV DNA testi, rahim ağzı kanserine sebep olabilen yüksek riskli HPV türlerinin genetik materyalini arar. Bu test, virüsün kendisini direkt tespit ettiğinden dolayı, virüsün hücrelerde yaptığı farklılıkları arayan Pap smear testinden daha hassastır. Peki, hpv testi nasıl yapılır? Süreç, kadınlar ve erkekler için değişiklik göstermekle beraber, rutin tarama esas olarak kadınlara yöneliktir.
Kadınlarda HPV testi, çoğunlukla jinekolojik muayene esnasında yapılan basit ve ağrısız bir uygulamadır. Süreç, Pap smear testinin alınma biçimine son derece benzer ve çoğu kez her iki test aynı zamanda yapılabilir. Testten en doğru sonucu alabilmek adına, işlemden önceki 48 saat içerisinde vajinal duş yapılmaması, vajinal krem, fitil ya da ilaç kullanılmaması ve cinsel ilişkiye girilmemesi tavsiye edilir. Adet sürecinde çoğunlukla test yapılmaz, en ideal zaman adetin bitiminden sonraki haftadır. Hasta jinekolojik muayene masasına uzanır.
Doktor, rahim ağzını daha net görebilmek adına vajinaya spekulum adı verilen bir alet yerleştirir. Sonrasında, küçük, yumuşak bir fırça ya da spatula vasıtasıyla rahim ağzının yüzeyinden ve kanalının içerisinden nazikçe hücre numunesi alınır. Bu uygulama çoğunlukla birkaç saniye sürer ve hafif bir baskı hissi dışında acı vermez.
Alınan hücre numunesi, özel bir koruyucu sıvı içeren bir tüpün içerisinde konulur ve laboratuvara gönderilir. Laboratuvarda, bu örnekteki hücrelerden DNA izole edilir ve polimeraz zincir reaksiyonu gibi moleküler teknikler kullanılarak yüksek riskli HPV tiplerinin DNA’sı aranır. Test, yalnızca virüsün varlığına değil, bazı zamanlarda hangi tür olduğunu da belirler. HPC testi ve smear sıklıkla karıştırılsa da temelde farklı şeyleri araştırırlar. HPV DNA testi, kansere sebep olabilecek virüsün varlığını araştırır.
Pap smear testi de bu virüsün rahim ağzı hücrelerinde sebep olduğu anormal, kanser öncüsü farklılıkları mikroskop altınca inceler. HPV testi birincil sebebe, smear testi ise sonuca odaklanır. Güncel rehberler, 30 yaş üzeri kadınlarda birincil tarama tekniği olarak tek başına HPV testini ya da pap smear ile beraber HPV testini tavsiye etmektedir.
HPV test sonucunun pozitif çıkması, ilk başta endişelendirici olabilir. Fakat paniğe kapılmak yerine, bunun ne demek olduğunu doğru biçimde anlamak önemlidir. HPV pozitif sonucu, vücudunuzda, özellikle rahim ağzı kısmında, kanserle ilişkilendirilen yüksek riskli HPV türlerinden bir ya da daha çoğunun bulunduğunu gösterir. Bu sonuç, kanser olduğunuz manasına gelmez.
Yüksek riskli HPV enfeksiyonları son derece yaygındır ve çoğu kez bağışıklık sistemi herhangi bir probleme sebebiyet vermeden virüsü 6 ay ile 2 yıl içerisinde kendi kendine temizler. HPV pozitifliği, yalnızca kanser tehlikenizin arttığını ve bundan dolayı daha yakından takip edilmeniz gerektiğini belirten bir uyarı işaretidir. HPV pozitifliği sonucu aldığınız zaman doktorunuzun izleyeceği yol, yaşınıza, testte hangi HPV tipinin çıktığına bağlı olarak ve aynı anda yapılan Pap smear testinizin sonucuna göre değişebilir.
HPV 16 ve HPV 18, en yüksek kanser riskini taşıdığından dolayı, pap smear sonucunuz normal dahi olsa, doktorunuz çoğunlukla direkt kolposkopi adı verilen daha ayrıntılı bir inceleme tavsiye eder. Kolposkopi, rahim ağzının bir mikroskopla büyütülerek incelenmesi ve şüpheli alanlardan biyopsi alınması işlemidir. Eğer HPV 16/18 dışındaki diğer yüksek riskli türlerden biri pozitifse ve Pap smear sonucunuz normalse, doktorunuz çoğunlukla 12 ay sonra testi tekrarlamayı seçer.
Eğer takip testinde de pozitiflik sürerse ya da pap smear sonucunda anormallik görülürse, o zaman kolposkopiye yönlendirilirsiniz. Eğer hem HPV DNA testi pozitif hem de pap smear testinizde anormal hücreler saptanmışsa, risk daha yüksek kabul edilir ve tanısal değerlendirme için direkt kolposkopi yapılması standart yaklaşımdır.
HPV test sonucunuzun negatif gelmesi, alabileceğiniz en iyi haberlerden biridir. Bu sonuç, test edilen numunede yüksek riskli HPV türlerine ait DNA’ya rastlanmadığı anlamına gelir. Bu husus, var olan durumda rahim ağzı haberi geliştirme durumunuzun çok az olduğunu gösterir. HPV negatif bir sonuç, sizlere önemli bir güvence sağlar. Yüksek riskli HPV enfeksiyonu olmadan rahim ağzı kanseri gelişmesi son derece az görülür.
Bundan dolayı, negatif bir sonuç, önümüzdeki birkaç sene boyunca bu riske karşı büyük oranda korunduğunuzu gösterir. HPV testinin yüksek güvenilirliği sayesinde, negatif sonuç alan kadınların bir sonraki taramalarını daha uzun aralıklarla yaptırmaları güvenli kabul edilir. Güncel uluslararası ve ulusal sağlık otoriterlerinin tavsiyelerine göre, tek başına HPV testi ile taramada negatif sonuç alan bir kadın için bir sonraki tarafa 5 sene sonra tavsiye edilmektedir. Pap smear ile beraber yapıldığında ve her ikisi de negatif geldiği zaman da bu süre çoğunlukla 5 senedir. Bu, gereksiz endişe, takip ve maliyetten kaçınmayı sağlar.
Fakat unutulmamalıdır ki, negatif bir sonuç ömür boyu bir güvence değildir. HPV, cinsel yolla bulaşan bir virüs olduğundan dolayı, gelecekte yeni bir eşle ya da var olan eşten virüsü kapma olasılığı devam eder. Bundan dolayı, test sonucunuz ne olursa olsun, doktorunuzun tavsiye ettiği düzenli tarama takvimine uymaya devam etmek kritik önem taşır. KETEM HPV testi gibi ulusal tarama programları da bu düzenli takibi destekler.
Bu sorunun en kısa yanıtı, HPV enfeksiyonuna kendisinin sebep olmasıdır. Yani HPV bir sonuç değil, bir enfeksiyonun nedenidir. Virüs, vücuda girdiği zaman hücrelerin içerisinde yerleşir ve hücrenin kendi sistemlerini kullanarak üremeye başlar.
Kısacası, HPV’nin nedeni virüsün ta kendisidir. Kanserin sebebi de bu virüsün sebep olduğu kalıcı enfeksiyon ve hücresel seviyedeki bozulmalardır.
HPV’nin nasıl bulaştığını anlamak hem korunma yöntemleri geliştirmek hem de virüsle ilgili dalgalanmayı azaltmak adına ciddi öneme sahiptir. HPV, öncelikli olarak cinsel temas yoluyla bulaşır, fakat bu temasın tam olarak ne anlama geldiğini ayrıntılandırmak gerekir. Vajinal, anal ve oral seks, HPV’nin en yoğun bulaşma yöntemidir. Enfekte bir kişinin genital bölgesi, ağzı ya da boğazıyla yapılan her türlü cinsel temas, virüsün partnerine geçmesi için yeterlidir.
HPV’nin buluşmaması için tam bir cinsel birleşme şartı yok. Virüs, enfekte genital bölge cildinin, eşin cildi ya da mukozası ile temas yoluyla da bulaşabilir. Bundan dolayı prezervatif kullanımı tehlikesi önemli oranda azalsa da, prezervatifin kaplamadığı alanlarda bulunan virüsün bulaşmasını %100 engelleyemez.
Çok sık olmamakla beraber, HPV’li bir anne doğum esnasında virüsü bebeğine bulaştırabilir. Bu husus, bebekte laringeal papillomatozis adı verilen ve solunum yolunda siğillerin büyümesine sebep olan bir duruma sebep olabilir. Fakat bu son derece nadir görülen bir komplikasyondur. HPV’nin canlı bir yüzeyde uzun süre hayatta kalma becerisi düşüktür. Bundan dolayı, tuvalet oturağı, havlu, sabun ya da yüzme havuzu gibi cansız yüzeylerden ya da ortak kullanılan eşyalardan bulaşma durumu teorik olarak mümkün olsa da pratikte ihmal edilebilir seviyede kabul edilir ve ana bulaşma yolu değildir.
HPV enfeksiyonunun ve sebep olabileceği hücresel farklılıkların teşhisi, birkaç farklı tekniğin bir arada kullanıldığı çok aşamalı bir dönemdir. Teşhis teknikleri, tarama testlerinden başlayıp kesin teşhise dek ilerler. Özellikle de büyük şehirlerde, örneğin Bursa HPV testi ve teşhisi için detaylı hizmetler sunan pek çok sağlık merkezi mevcuttur. Teşhis süresinin ilk ve en önemli basamağı HPV DNA testi yaptırmaktır. Rahim ağzından alınan sürüntü örneğinde yüksek riskli HPV türlerinin varlığını araştırır.
Bu test, kimlerin risk altında olduğunu belirlemek adına kullanılır. HPV DNA testi nedir sorusunun karşılığı, bu sürecin temelini meydana getirir. Ülkemizde KETEM aracılığıyla da ücretsiz bir şekilde KETEM HPV testi yapılır. Bunun yanı sıra Pap Smear Testiyle rahim ağzından alınan aynı sürüntü numunesinde, HPV’nin sebep olabileceği anormal hücre değişikliklerini mikroskop altında inceler. ASC-US, LSIL, HSIL gibi neticeler, hücresel anormalliklerin seviyesini belirtir.
HPV testi pozitif çıktığı zaman ya da pap smear sonucunda önemli bir anormallik saptandığında, kadınlar kolposkopiye yönlendirilir. Jinekolog, kolposkop adı verilen özel bir büyüteçle rahim ağzını ayrıntılı bir biçimde inceler. Rahim ağzına asetik asit ya da lügol solüsyonu gibi özel sıvılar sürülerek anormal alanların daha belirgin bir hale gelmesi sağlanır. Erkeklerde HPV testi için kadınlardaki gibi standart bir tarama programı mevcut değildir. Erkeklerde HPV testi nasıl yapılır sorusunun yanıtı net değildir zira düzenli bir teknik bulunmamaktadır. Teşhis çoğunlukla; fiziki muayene, biyopsi, anal pap smear testi ile konulur. Erkeklerde HPV testi nerede yapılır diye merak edenler, bu hususta bir üroloji ya da dermatoloji uzmanına başvurmalıdır.
HPV aşısı, HPV enfeksiyonlarında ve bu enfeksiyonların sebep olduğu kanser ve siğillere karşı koruma sağlamak için geliştirilmiş engelleyici bir aşıdır. Aşı, canlı ya da zayıflatılmış virüs içermez. Bunun yerine, virüs benzeri partiküller adı verilen ve virüsün dış kısmını taklit eden sentetik proteinler içerir. Vücut bu virüs benzeri partikülleri yabancı olarak algılar ve onlara karşı güçlü bir antikor tepkisi meydana getirir. Böylelikle, kişi ileride gerçek HPV virüsü ile karşılaştığı zaman, bağışıklık sistemi virüsü tanır ve enfeksiyon oluşmadan ya da yerleşmeden onu etkisi duruma getirir.
Şu anda dünya çapında ve Türkiye’de en çok kullanılan aşı Gardasil 9’dur. Bu aşı, dokuz farklı HPV türüne karşı koruma kalkanı sağlar. HPV aşısı, birincil koruma, yani hastalığın ortaya çıkmasını en başından önleme tekniğidir. HPV testi gibi tarama teknikleri de ikincil korumadır. Yani hastalık oluştuktan sonra erken tanı koymaya yarar. Uygun olan, her iki tekniğin de beraber kullanılmasıdır.
HPV aşısının en yüksek yararı sağlayabilmesi adına uygun olarak kişilerin cinsel olarak aktif duruma gelebilen ve HPV ile karşılaşmadan önce yapılması tavsiye edilir. Bundan dolayı hedef kitle ilk olarak ergenlik dönemindeki kız ve erkek çocuklarıdır. Dünya Sağlık Örgütü ve pek çok ülke sağlık otoritesi, HPV aşısının 9-14 yaş aralığındaki kız ve erkek çocuklarına düzenli olarak yapılmasını önerir. Bu yaş skalasında çoğunlukla iki doz aşı yeterli olur, çünkü bu yaşta bağışıklık cevabı daha kuvvetlidir.
Aşıyı küçük yaşta olmamış 15-16 yaş arası genç kızlar ve erkekler için de aşılama şiddetle önerilir. Bu yaş aralığında çoğunlukla üç doz aşı uygulanır. FDA, HPV aşısının 27-45 yaş aralığındaki kadın ve erkeklere de yapılabileceğiniz onaylamıştır. Fakat bu yaş grubunda aşının sağlayacağı yarara daha sınırlı olabilir, çünkü kişilerin geçmişte bazı HPV türleriyle karşılaşmış olma ihtimali daha yüksektir.
HPV aşısı, halk sağlığı alanında son senelerdeki en önemli gelişmelerden bir tanesidir ve yararları bilimsel çalışmalarla net bir biçimde kanıtlanmıştır.
Kanseri Önleme: Aşının en büyük yararı, HPV’nin sebep olduğu kanser çeşitlerini yüksek miktarda engellemesidir. Gardasil 9 aşısı, rahim ağzı kanserlerinin ortalama %90’ına, anal kanserlerin %90-95’ine, vulva kanserlerinin %85’ine, vajina kanserlerinin %80’ine ve orofaringeal kanserlerin önemli bir bölümüne karşı iyi bir koruma sağlar.
Genital Siğillerden Korunma: Aşı, en çok genital siğil sebebi olan HPV tip 6 ve 11’i hedef alarak, bu can sıkıcı ve tedavisi zor olabilen lezyonların oluşumunu %90’dan fazla engeller.
Kanser Öncüsü Lezyonları Azaltma: Aşı, kansere dönüşme potansiyeli olan rahim ağzındaki, vulvadaki ve vajinadaki orta ve yüksek dereceli lezyonların görülme sıklığını önemli oranda azaltır.
Tedavi Gereksinimini ve Maliyetleri Düşürme: Kanser öncüsü lezyonları ve siğilleri engelleyerek, kişileri kolposkopi, biyopsi, LEEP gibi tanısal ve tedavi edici cerrahi uygulamalardan korur. Bu hem fiziksel ve psikolojik stresi hem de sağlık sistemine yüklenen mali yükü azaltır.
Toplumsal Bağışıklık: Aşılama oranları toplumda belli bir düzeye eriştiğinde, virüsün dolaşımı azalır. Bu husus, aşılanmamış kişilerin de dolaylı olarak korunmasına sebep olur. Erkeklerin de aşılanması, bu toplumsal bağışıklığın güçlenmesi ve virüsün yayılımın daha verimli bir biçimde kontrol altına alınması bakımından ciddi öneme sahiptir.
HPV aşısı son derece güvenli olmasına karşın, bazı durumlarda yapılması tavsiye edilmez. Aşıya ya da içerdiği herhangi bir maddeye karşı bilinen hayatı riske atan bir alerjisi olan kişilere aşı yapılmamalıdır. Var olan veriler hamilelik esnasında yapılan aşının fetüse bir zarar verdiğini gösterir, fakat tedbir amaçlı olarak hamilelik esnasında HPV aşısı serisine başlanması ya da devam edilmesi tavsiye edilmez. Aşı serisi, doğumdan sonraya ertelenir. Emzirme zamanında da aşı güvenle yapılabilir. Yüksek ateşli ya da ciddi bir enfeksiyon geçiren kişilerin, aşı olmak için iyileşmeyi beklemesi tavsiye edilir. Hafif soğuk algınlığı gibi durumlarda da aşı ertelenmeyebilir.
Evet, kesinlikle yararı olur. Cinsel olarak aktif olmak, bir bireyin aşıdan yarar görmeyeceği anlamına gelmez. Aşı, 9 farklı HPV türüne karşı koruma sağlar. Cinsel olarak aktif bir birey geçmişte bu türlerden bir ya da birkaçını kapmış olsa dahi, henüz karşılaşmadığı diğer türlere karşı aşı sayesinde korunabilir. Bundan dolayı, 26 yaşına kadar olan ve daha önce aşı olmamış herkese, cinsel aktivite durumuna bakılmaksızın aşı tavsiye edilmektedir. 27-45 yaş arası kişiler de doktorlarıyla görüşerek durumlarını değerlendirmelidir.
Dünya genelinde 120’den çok ülke, HPV aşısını ulusal rutin aşı takvimine dahil etmiştir. Türkiye’de HPV aşısı Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı ve ruhsatlıdır fakat Haziran 2025 itibariyle henüz Ulusal Aşı Takvimi dahilinde ücretsiz olarak sunulmamaktadır. Aşıya ulaşım, özel olarak satın alınarak mümkün hale gelir. Fakat, aşının ulusal programa dahil edilmesi yönünde bilimsel çevreler, sivil toplum kuruluşları ve kamuoyunda güçlü bir istek ve beklenti bulunmaktadır.
HPV aşısı, reçete ile eczanelerden temin edildikten sonra bir sağlık uzmanı tarafından uygulanmalıdır. Aşıyı yaptırmak adına aile hekiminize, çocuk doktorunuza, jinekoloji uzmanınıza ya da bir enfeksiyon hastalıkları uzmanına başvuruda bulunabilirsiniz. Aşı, özel hastanelerde, polikliniklerde ve tıp merkezlerinde yapılabilmektedir. Bursa HPV testi nerede yapılır diye arayanlar, çoğunlukla testi yapan merkezlerin aşılama hizmeti de sunduğunu görebilirler.
Diğer Yazı ve Makaleler
Web sitemizde kullanıcı deneyimini geliştirmek için, çerezler kullanılmaktadır. Detaylı bilgi için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.