Haşimato, tiroid bezini etkileyen kronik ve otoimmün bir rahatsızlıktır. Bu hastalıkta bağışıklık sistemi, normalde vücudu koruması gerekirken tiroid bezinin hormon üreten hücrelerine saldırır. Zamanla bu durum, tiroid hormonlarının üretiminin azalmasına ve halk arasında “tiroidin az çalışması” olarak bilinen hipotiroidizme yol açabilir. Tiroid hormonları; metabolizma hızından kalp ritmine, sindirim sisteminden zihinsel fonksiyonlara kadar pek çok sistemi etkilediği için Haşimato hastalığı vücudun birçok bölgesinde çeşitli belirtilerle kendini gösterebilir. Tamamen ortadan kaldırılamasa da, doğru tanı ve düzenli takip ile ilaç tedavisi sayesinde kontrol altına alınabilir ve hastalar normal bir yaşam kalitesini sürdürebilir.

Haşimato hastalığı, bağışıklık sisteminin normal işleyişinden saparak tiroid bezini “yabancı” bir doku gibi algılaması sonucu gelişen, kronik ve otoimmün bir tiroid hastalığıdır. Tıp literatüründe Hashimoto tiroiditi veya kronik lenfositik tiroidit olarak da adlandırılan bu hastalıkta, bağışıklık hücreleri tiroid bezine saldırır ve zamanla hormon üreten hücrelerde hasara yol açar. Bu süreç ilerledikçe tiroid bezinin hormon üretme kapasitesi azalır ve çoğu hastada hipotiroidi (tiroidin az çalışması) tablosu ortaya çıkar.
Tiroid bezi; metabolizma hızının ayarlanması, kalp atım ritminin düzenlenmesi, vücut ısısının korunması, sindirim sistemi işlevleri ve zihinsel performans gibi birçok hayati sürecin merkezinde yer alır. Bu nedenle Haşimato hastalığı yalnızca tiroid bezini ilgilendiren lokal bir sorun değil, tüm vücudu etkileyebilen sistemik bir hastalık olarak değerlendirilir. Hastalığın genellikle yavaş ve sinsi ilerlemesi, belirtilerin uzun süre fark edilmemesine veya stres, yaşlanma ya da yaşam tarzı faktörlerine bağlanmasına neden olabilir. Ancak erken tanı ve düzenli takip ile Haşimato hastalığı kontrol altına alınabilir ve yaşam kalitesi korunabilir.
Haşimato hastalığı, çoğu zaman sinsi ve yavaş ilerleyen bir seyir izler. Bu nedenle belirtiler ani bir şekilde ortaya çıkmak yerine, aylar hatta yıllar içinde kademeli olarak gelişir. Tiroid bezinin hormon üretme kapasitesi azaldıkça, vücudun metabolik dengesi bozulur ve farklı sistemleri etkileyen çok sayıda belirti ortaya çıkabilir. Bazı bireylerde erken dönemde yalnızca hafif bir halsizlik veya kilo alma eğilimi görülürken, bazı hastalarda şikâyetler günlük yaşam kalitesini belirgin biçimde düşürebilir.
Tiroid hormonları; enerji üretimi, ısı dengesi, sindirim sistemi, kalp ritmi ve zihinsel fonksiyonlar üzerinde doğrudan etkilidir. Bu nedenle Haşimato hastalığının belirtileri tek bir organla sınırlı kalmaz ve çoğu zaman birbirini tamamlayan çok sayıda semptom şeklinde görülür. En sık görülen Haşimato belirtileri şunlardır:
Hastalığın ileri evrelerinde ise tiroid hormonlarının uzun süre düşük seyretmesine bağlı olarak daha ciddi klinik tablolar gelişebilir. Bunlar arasında kas güçsüzlüğü, vücutta yaygın ödem, kolesterol düzeylerinde yükselme, nadiren kalp zarında sıvı birikimi (perikardiyal efüzyon) gibi durumlar yer alır. Bu nedenle Haşimato belirtileri hafif olsa bile göz ardı edilmemeli; şüpheli durumlarda mutlaka bir sağlık uzmanına başvurulmalıdır.
Önemli: Bu belirtiler tek başına Haşimato tanısı koydurmaz. Ancak birden fazlası uzun süredir devam ediyorsa mutlaka bir endokrinoloji veya dahiliye bölümüne başvurulmalıdır.

Haşimato hastalığı, tek bir nedene bağlı olarak ortaya çıkmaz. Güncel bilimsel veriler; hastalığın gelişiminde genetik yatkınlık, bağışıklık sistemi düzensizliği ve çevresel hormonal tetikleyicilerin birlikte rol oynadığını göstermektedir. Bu süreçte bağışıklık sistemi, tiroid bezini yanlışlıkla hedef alır ve anti-TPO ile anti-tiroglobulin gibi antikorlar üreterek tiroid hücrelerine zarar verir. Zamanla hormon üretimi azalır ve hipotiroidi gelişebilir. Haşimato gelişiminde etkili faktörler:
Haşimato hastalığı, kişisel bir hata ya da yaşam tarzındaki tek bir yanlış nedeniyle gelişmez. Aksine, çoğu zaman kişinin kontrolü dışında olan biyolojik ve çevresel etkenlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Bu nedenle tanı alan bireylerin kendilerini suçlamamaları ve hastalığı doğru bilgiyle yönetmeleri son derece önemlidir. Aşağıdaki faktörler Haşimato gelişme riskini artırabilir:
Haşimato hastalığı bulaşıcı değildir ve kişiden kişiye geçmez. Ayrıca hastalık, yanlış beslenme ya da ihmalkâr davranışların doğrudan bir sonucu olarak değerlendirilmemelidir. Doğru tanı, düzenli takip ve uygun tedaviyle Haşimato hastalığı kontrol altına alınabilir ve hastalar sağlıklı bir yaşam sürdürebilir.
Haşimato hastalığı, düzenli takip ve uygun tedavi ile kontrol altına alınmadığında yalnızca tiroid bezini değil, birçok sistemi etkileyebilen çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu komplikasyonlar temel olarak iki ana mekanizma üzerinden gelişir: tiroid hormon eksikliği (hipotiroidi) ve bağışıklık sistemindeki otoimmün düzensizlik. Hastalığın ilerleme hızı ve oluşturduğu etkiler kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Haşimato hastalığına bağlı gelişebilecek durumlar:
Haşimato hastalığının bu olası sonuçları, her hastada mutlaka gelişecek anlamına gelmez. Erken tanı, düzenli hormon kontrolleri ve uygun tedaviyle bu komplikasyonların büyük bir kısmı önlenebilir veya etkili şekilde yönetilebilir. Bu nedenle Haşimato tanısı alan bireylerin uzun vadeli takiplerini aksatmaması hayati önem taşır.
Haşimato hastalığının tanısı, tek bir kan testine bakılarak konulmaz. Tanı süreci; hastanın şikâyetleri, fizik muayene bulguları, laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemlerinin birlikte değerlendirilmesini gerektirir. Hastalık yavaş ilerlediği için erken evrelerde belirti vermeyebilir; bu da tanının bazen gecikmesine neden olabilir.
Bazı Haşimato hastalarında uzun süre boyunca TSH, T3 ve T4 değerleri normal seyredebilir. Ancak antikorların yüksek olması, bağışıklık sisteminin tiroid bezine zarar vermeye devam ettiğini gösterir. Bu kişilerde zaman içinde hipotiroidi gelişme riski bulunduğundan, belirli aralıklarla kan testleri ve ultrason kontrolleri yapılmalıdır. Erken tanı ve düzenli takip sayesinde Haşimato hastalığına bağlı komplikasyonlar önlenebilir ve tedaviye doğru zamanda başlanabilir. Bu yaklaşım, hastanın yaşam kalitesini korumada kilit rol oynar.

Haşimato hastalığında tek tip ve herkese uyan kesin bir beslenme ve diyet modeli yoktur. Bunun nedeni, hastalığın seyri, hormon düzeyleri, eşlik eden hastalıklar ve bireysel toleransların kişiden kişiye değişmesidir. Ancak doğru planlanmış bir beslenme düzeni; tiroid fonksiyonlarının desteklenmesine, iltihabi sürecin azaltılmasına ve semptomların daha iyi kontrol edilmesine önemli katkı sağlar. Beslenme tedavisi, ilaçların yerini almaz; fakat tedavinin tamamlayıcı ve destekleyici bir parçası olarak değerlendirilmelidir.
Gluten hassasiyeti veya çölyak hastalığı eşlik ediyorsa, glutensiz beslenme tercih edilmelidir. Çölyak ile Haşimato arasında bilinen bir ilişki bulunduğundan, şüpheli durumlarda değerlendirme yapılması önemlidir. Ancak her Haşimato hastasına otomatik olarak glutensiz diyet önerilmez.
İyot alımı mutlaka hekim kontrolünde değerlendirilmelidir. İyot, tiroid hormon üretimi için gereklidir; ancak bazı bireylerde aşırı iyot alımı Haşimato hastalığını tetikleyebilir veya alevlendirebilir. Bu nedenle iyotlu tuz, deniz yosunu veya iyot takviyeleri bilinçsizce kullanılmamalıdır.
Tiroid hormonu (levotiroksin) kullanan hastaların ilacı aç karnına, tercihen sabah saatlerinde ve su ile alması gerekir. İlacın emilimini azaltabileceği için süt ürünleri, kahve, kepekli gıdalar ve kalsiyum-demir takviyeleri ile en az 30 - 60 dakika ara bırakılmalıdır.
Haşimato hastalığında beslenme, yasaklar listesi değil; kişiye özel, sürdürülebilir ve bilimsel temelli bir yaklaşım gerektirir. En doğru beslenme planı; endokrinoloji uzmanı ve gerekirse diyetisyen iş birliği ile oluşturulmalıdır. Bu yaklaşım, hem semptomların hafiflemesine hem de uzun vadede yaşam kalitesinin korunmasına yardımcı olur.
Bursa'da Haşimato ile ilgili tespit ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgi almak veya randevu oluşturmak için bizimle hemen iletişime geçin!
Randevu AlTamamen iyileşmez. Doğru tedavi ve düzenli takip ile hastalık kontrol altına alınabilir.
Hipotiroidi geliştiğinde metabolizma yavaşladığı için kilo artışı görülebilir. Tedaviyle bu durum dengelenebilir.
Doğrudan kansere neden olmaz. Ancak nodüller düzenli takip edilmelidir.
Haşimato hastaları hamile kalabilir ancak gebelik öncesi ve sırasında hormon düzeyleri yakından izlenmelidir.
Hipotiroidi gelişmişse çoğu hastada uzun süreli veya ömür boyu hormon tedavisi gerekebilir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.
Diğer Yazı ve Makaleler