Omurga sağlığı, genel beden sağlığımızın ana direğidir eve bu yapıyı etkiyen durumlar hayat kalitesini önemli oranda değiştirebilir. Bu durumlardan en bilineni ve merak edileni şüphesiz skolyozdur. Pek çok bireyin ismini duyduğu fakat tam olarak ne anlama geldiğini bilmediği bu husus, özellikle ergenlik dönemindeki çocukların aileleri için endişe kaynağı olabilmektedir. Skolyoz nedir sorusuna verilebilecek en basit yanıt, omurganın yana doğru anormal bir biçimde eğrilmesi olsa da bu husus yalnızca basit bir eğrilikten çok daha karmaşık, üç boyutlu bir deformitedir.
Halk arasında omurga eğriliği olarak da bilinen skolyoz, omurganın göğüs ya da bel bölgelerinde görülebilen, yana doğru C ya da S biçiminde bir eğrilik olması durumudur. Sağlıklı bir omurga, arkadan bakıldığı zaman tamamen düz bir çizgi halinde uzanır. Skolyoz nedir sorusunun tıbbi yanıtı da daha ayrıntılıdır; çünkü bu durum yalnızca iki boyutlu bir yana eğilme değildir. Skolyozda omurlar aynı zamanda kendi eksenler etrafında dönerler, bu da omurgaya üç boyutlu bir deformite kazandırır.
Bu dönme, sırtta ya da belde bir tarafta kaburga ya da kas kabarıklığına sebep olabilir. Bu sebeple, skolyoz ne demek diye sorulduğu zaman, omurganın hem yana doğru eğrildiği hem de kendi çevresinde döndüğü kompleks bir yapısal bozukluk olduğunu anlamak gerekir. Bu durum, estetik kaygıların ötesinde, ilerleyen vakalarda işlevsel problemlere de yol açabilen ciddi bir sağlık sorunudur. Skolyoz hastalığı nedir sorusunu cevaplarken, bunun yalnızca bir duruş bozukluğu olmadığını, tedavi ve takip gerektiren tıbbi bir durum olduğunu vurgulamak önemlidir. Skolyoz nedir tıp literatüründe bu şekilde tanımlanır ve ciddiye alınması gereken bir ortopedik rahatsızlıktır.
Skolyozun ciddiyeti ve tedavi planı, eğriliğin derecesine göre belirlenir. Bu derece, “Cobb Açısı” adı verilen bir teknikle, röntgen filmleri üzerinden ölçülür. Ortopedi ve travmatoloji uzmanları, eğriliğin en üstteki ve en alttaki omurlarından geçen çizgilere dikler çizerek aralarındaki açıyı ölçer ve bu açıya göre bir gruplandırma yapar.
Skolyoz çoğunlukla ağrısız bir biçimde ve yavaşça geliştiği için erken evrelerde fark edilmesi zor olabilir. Belirtiler genellikle ergenlik dönemindeki hızlı boy uzaması esnasında daha belirgin bir hale gelir. Ailelerin ve gençlerin dikkat edilmesi gereken skolyoz belirtileri nelerdir sorusunun cevapları şunlardır;
Skolyoz ağrısı nedir sorusu da sıklıkla gündeme gelir. İdiyopatik adolesan skolyozda ağrı çoğunlukla birincil semptom değildir. Fakat eğrilik arttıkça ya da yetişkinlik döneminde omurgadaki dengesiz yük dağılımı sebebiyle kas spazmlarına ve sırt ağrılarına sebep olabilir. Eğer bir çocukta skolyozla beraber şiddetli bir sırt ağrısı varsa, altta yatan başka bir sebebin araştırılması gerekebilir. Belde skolyoz nedir diye spesifik olarak sorulduğunda da, bu semptomların bel bölgesinde yoğunlaşması, bel oyuntusunun bir tarafta kaybolması ve kalça asimetrisi olarak yanıt verilebilir.
Skolyoz, altta yatan sebebe göre farklı çeşitlere ayrılır. Skolyoz çeşitleri nelerdir sorusunun yanıtı, doğru tedavi yaklaşımını belirlemek adına kritik öneme sahiptir.
İnfantil İdiyopatik Skolyoz: 0-3 yaş arası bebeklerde gözlenir.
Jüvenil İdiyopatik Skolyoz: 4-10 yaş arası çocuklarda gözlenir.
Adölesan İdiyopatik Skolyoz: 10 yaşından ergenliğin sonuna dek olan dönemde ortaya çıkar. En çok rastlanan formdur ve adölesan idiopatik skolyoz nedir sorusu bundan dolayı sıklıkla sorulur.
Bunların yanı sıra kompansatuar skolyoz nedir gibi sorular da gelebilir. Bu, bacak boyu eşitsizliği gibi vücudun başka bir kısmındaki bir problemi dengelemek için omurganın geliştirdiği ikincil bir eğriliktir. Alttaki sebep düzeltildiğinde bu eğrilik çoğunlukla düzelir.
Skolyoz neden olur sorusu, hastaların ve ebeveynlerinin en fazla merak ettiği konulardan bir tanesidir. Yukarıda da belirtildiği gibi, en çok gözlenen tür olan idiyopatik skolyozun kesin bir sebebi yoktur. Bu husus, bilinmeyen sebepli skolyoz anlamına gelir. Fakat bilimsel araştırmalar bazı teoriler üzerinde durur:
Skolyoz nedir neden olur sorusunu birleştirdiğimizde, omurganın üç boyutlu eğriliğinin, büyük oranda sebebi bilinmeyen, fakat genetik ve büyüme etkenlerinin tetiklediği bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Ağır çanta taşımak, kötü duruş ya da belli spor aktiviteleri gibi etkenlerin skolyoza sebep olduğuyla ilgili yaygın inanışlar da bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Bu etkenler var olan bir sırt ağrısını artırabilir fakat sıfırdan skolyoza yol açmazlar.
Skolyozun erken teşhisi, tedavini başarısı ve eğriliğin ilerlemesinin engellenmesi bakımından kritik öneme sahiptir. Teşhis süreci çoğunlukla fizik muayene ile başlar ve radyolojik görüntülemeyle kesinleştirilir. İlk aşama, hastanın tıbbi geçmişinin alınması ve sonrasında ayrıntılı bir fizik muayenedir. Doktor, hastanın ayakta duruşunu önden, arkadan ve yandan inceler. Omuz düzeyleri, kalça simetrisi, bel oyuntuları ve kürek kemiklerinin durumu değerlendirilir. Skolyoz nasıl anlaşılır sorusunun klinik yanıtı, “Adam’a Forward Bend Test” (Öne Eğilme Testi) ile başlar. Hastadan dizlerini bükmeden, ayakları birleşik biçimde öne doğru eğilmesi istenir. Doktor, hastanın arkasında durarak omurgayı gözlemler. Skolyozu olan bir bireyde, sırtın bir bölümünde diğerine nazaran bir yükseklik ya da kaburga kamburluğu görülür. Bu test, skolyoz taramasında son derece hassastır.
Fizik muayenede skolyoz riski oluşursa, kesin teşhis ve eğriliğin seviyesinin ölçümü için röntgen çekilir. Skolyoz grafisi nedir sorusunun cevabı, ayakta çekilen ve bütün omurgayı içeren özel bir röntgen filmidir. Bu film üzerinde daha öncesinde bahsettiğimiz Cobb açısı ölçümü yapılır. Bu ölçüm, skolyozun varlığını doğrular, derecesini belirler ve gelecekteki takipler için bir başlangıç noktası oluşturur. Bazen eğriliğin esnekliğini değerlendirmek adına yana eğilmeli grafiler ya da altta yatan kemik anomalilerini ayrıntılı görmek adına BT ya da MR gibi ileri skolyoz tetkiki nedir sorusuna karşılık olabilecek görüntüleme teknikleri de istenebilir.
Skolyoz tedavisi nedir sorusunun tek bir yanıtı yoktur; tedavi tamamen kişiye özeldir ve pek çok etkene bağlıdır. Tedavi planını belirleyen ana unsurlar şu şekildedir;
Bu etkenler göre başlıca üç tedavi yaklaşımı vardır;
Skolyoz ameliyatı nedir sorusu, çoğunlukla eğriliği ileri düzeyde olan hastalar ve aileleri için gündeme gelir. Cerrahi tedavi, çoğunlukla aşağıdaki durumlarda tavsiye edilir;
Ameliyatın temel amacı, eğriliği mümkün olduğu kadar güvenli bir biçimde düzeltmek, omurganın dengesini sağlamak ve eğriliğin daha çok ilerlemesini kalıcı olarak durdurmaktır. En çok uygulanan cerrahi teknik spinal füzyon yani omurga dondurma işlemidir. Bu ameliyatta, cerrah omurları metal implantlar kullanarak düzeltir ve bu pozisyonda sabitler. Daha sonrasında omurların birbirine kaynaması için kemik greftleri yerleştirilir. Zaman içerisinde bu kemik greftleri iyileşerek omurları tek bir katı kemik haline getirir ve düzeltilmiş pozisyonun kalıcı olmasını sağlar.
Skolyoz ameliyatının ardından iyileşme süreci, en az ameliyatın kendisi kadar önemlidir. Hastanede kalış süresi çoğunlukla 4-7 gün arasındadır. Bu süreçte ağrı kontrolü sağlanır ve fizyoterapistler eşliğinde hasta yavaş yavaş hareket ettirilmeye başlanır. Taburcu olduktan sonraki dönemde de hastanın uyması gereken bazı kurallar mevcuttur:
Skolyozu olan ister ameliyat olmuş ister olmamış olsun, bütün hastaların günlük hayatlarında dikkat edebileceği bazı noktalar hayat kalitelerini artırabilir. Skolyoz hastaları nelere dikkat etmeli sorusunun cevapları hem fiziksel hem de psikolojik sağlığı desteklemeye yöneliktir.
Çocuklarda skolyoz çoğunlukla ergenlik dönemindeki hızlı boy atma sürecinde (10-15 yaş arası) belirginleşir. Çoğunlukla sinsi başlar ve ağrı gibi bir belirti vermediğinden dolayı aileler tarafından fark edilmeyebilir. Çoğunlukla bir omuzun yüksek durması, kürek kemiği çıkıntısı ya da kıyafetlerin vücutta düzgün durmaması gibi görsel ipuçlarıyla şüphe uyandırır. Okul taramaları ya da düzenli doktor kontrolleri esnasında tesadüfen saptanması da son derece yaygındır.
En çok görülen idiyopatik skolyozun kesin sebebi bilinmemekle beraber genetik yatkınlığın önemli bir rol oynadığı düşünülür. Diğer skolyoz türlerinin sebepleri daha nettir: Konjenital skolyoz anne karnındaki omur gelişim bozukluklarından, nöromüsküler skolyoz altta yatan kas ve sinir hastalıklarından, dejenatif skolyoz da yaşa bağlı omurga yıpranmasından kaynaklanır.
Hafif ve orta dereceli skolyozlar çoğunlukla ciddi sağlık problemlerine sebep olmaz. Fakat skolyoz ilerlese ne olur ya da skolyoz tedavi edilmezse ne olur? İleri dereceli (çoğunlukla 70-80 derece üzeri) torakal (göğüs) skolyozlarda, göğüs kafesinin hacmi daralabilir. Bu durum, akciğerlerin tam kapasiteyle genişlemesini engelleyerek solunum işlevlerinde azalmaya sebep olabilir. Çok şiddetli eğriliklerde (100 derece üzeri) kalp de etkilenir. Aynı zamanda, tedavi edilmeyen eğrilikler yetişkinlikte kronik sırt ve bel ağrılarına, omurgada kireçlenmeye ve duruş bozukluğuna bağlı psikolojik problemlere sebep olabilir. Bu hususta akciğerde skolyoz nedir gibi halk arasındaki bir tabir, aslında skolyozun göğüs kafesini daraltacak akciğerleri nasıl etkilediğini ifade etmeye çalışır.
Skolyoz gelişimini ya da var olan skolyozun ilerlemesini tetikleyebilecek bazı risk etkenleri bulunur. Yaş, cinsiyet ve aile hikayesi; risk faktörleri arasında yer alır. Skolyoz belirtileri en çok ergenlik dönemindeki büyüme atağı esnasında ortaya çıkar. Bunun yanı sıra kız çocuklarında skolyoz görülme oranı erkeklerle benzer olsa da, eğriliğin cerrahi gerektirecek seviyede ilerleme riski kızlarda 8-10 kat daha çoktur. Son olarak ailesinde skolyoz olan kişilerde risk artmaktadır.
Skolyozun anlaşılması için en pratik yöntem, kişinin öne doğru eğilerek sırtına bakılmasıdır (Adam’s Testi). Bu pozisyonda sırtın bir kısmında kabarıklık ya da yükseklik varsa skolyozdan şüphelenilir. Diğer ipuçları içerisinde omuz düzeyleri arasında fark, bir kalçanın daha yüksek durması ve bel kıvrımlarının asimetrik olması yer alır. Kesin teşhis de muhakkak bir doktor muayenesi ve röntgen filmi ile konulur. Skolyoz tetkiki nedir diye sorulduğu zaman akla ilk gelen teknik ayakta çekilen omurga röntgenidir. Eğriliğin yönünü tarif ederken açıklığı sağa bakan skolyoz nedir gibi ifadeler kullanılır; bu, eğriliğin tepe noktasının ve konveksliğinin hangi tarafa baktığını belirtir. Örneğin torakal bölgede en çok açıklığı sağa bakan eğrilikler görülürken, bel kısmında (lomber vertebralarda skolyoz ne demek) açıklığı sola bakan eğrilikler daha yaygındır.
C skolyoz nedir tek bir eğriyi, S skolyoz da iki eğriyi ifade eden şekilsel tanımlamalardır. Torakal skolyoz nedir omurganın göğüs kısmındaki, dorsolomber skolyoz nedir de göğüs ve belin birleşim yerindeki eğriliktir. Bu terimler, doktorların eğriliğin yerini ve türünü tanımlamak için kullandığı teknik ifadelerdir. Son olarak, skolyoz hastaları ne kadar yaşar sorusu endişe verici olabilir, fakat skolyoz, doğru takip ve tedavi ile yaşam süresini kısaltan bir hastalık değildir. Hayat kalitesini etkileyebilir, fakat hayati bir tehlike oluşturması çok nadir bir olaydır.
Diğer Yazı ve Makaleler
Web sitemizde kullanıcı deneyimini geliştirmek için, çerezler kullanılmaktadır. Detaylı bilgi için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.